I. Genel Açıklama
Son yıllarda, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında olup da aynı zamanda yüksek lisans veya doktora programında öğrenci olan araştırma görevlilerinin, yüksek öğretimde azami sürelerin aşılması gerekçe gösterilerek kadroları ile ilişiğinin kesildiği ve bu yöndeki idari işlemlerin iptali için idare mahkemelerinde iptal davası açıldığı görülmektedir. Son zamanlarda bu konu ile ilgili olarak verilmiş bölge idare mahkemesi kararları bulunmaktadır.
Bu makalemizde; zor şartlarda kutsal bir mesleği yerine getirmeye çalışıyorken azami sürenin aşılması gerekçesiyle kadrosu ile ilişiği kesilen araştırma görevlilerine bir nebze yol haritası sunabilmek için konu ile ilgili açılabilecek iptal davası hakkında gerekli bilgileri vermiş bulunuyoruz.
II. Azami Süre Kavramı ile İlgili Yasal Düzenlemeler ve YÖK Kararları
26/11/2014 tarih ve 29187 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6569 sayılı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına İlişkin Bazı Düzenlemeler ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Dair Kanun‘un 32’nci maddesi ile 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu‘na Geçici 67’nci madde eklenmiştir. Geçici 67’inci maddeye göre, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olan öğrenciler bakımından azami sürelerin hesaplanmasında, daha önceki öğrenim süreleri dikkate alınmaz“. Söz konusu Geçici 67’inci madde, 26/11/2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir (6569 sayılı Kanun, madde 46).
Söz konusu maddenin yürürlüğe girmesinden sonra, YÖK Yürütme Kurulu, 29/07/2015 tarihli toplantısında bir karar almıştır. Bu toplantıda YÖK, “Söz konusu geçici maddenin, halen ÖYP, 50/d ve 2547 sayılı Kanunun 35. maddesi kapsamındaki araştırma görevlisi kadrolarında bulunanların lisansüstü eğitim sürelerinin hesaplanmasında uygulanmaması“na karar vermiştir (Söz konusu karar için tıklayınız).
İşbu karar ile ilgili olarak Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası tarafından açılan davada mezkur kararın iptali ve yürütmenin durdurulması talep edilmiş; Danıştay 8. Dairesince verilen yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin 15/11/2016 gün ve E.2015/11995 sayılı karara itiraz edilmiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2017/231 YD İtiraz No ile verdiği kararında, “2547 sayılı Geçici 67. Maddesinde, düzenlemenin yürürlüğe girdiği 26/11/2014 tarihinde yükseköğretim kurumlarında kayıtlı olan tüm öğrenciler bakımından azami sürelerin hesaplanmasında, daha önceki öğrenim sürelerinin dikkate alınmayacağı öngörülmüş olup, bu tarihte araştırma görevlisi olan ya da olmayan öğrenciler arasında herhangi bir ayrıma gidilmediği gibi söz konusu hükmün araştırma görevlilerine uygulanmamasına yönelik bir istisna da Kanunda yer almamaktadır” gerekçesi ile YÖK Yürütme Kurulu’nun kararının yürütmesinin durdurulmasına 26/04/2017 tarihinde oybirliği ile karar vermiştir.
Bu arada, lisansüstü eğitim süreçlerine önemli değişiklikler getiren, Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği, 20/04/2016 tarih ve 29690 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik’in “Süre” başlıklı 17’nci maddesi, “Doktora programı, bilimsel hazırlıkta geçen süre hariç tezli yüksek lisans derecesi ile kabul edilenler için kayıt olduğu programa ilişkin derslerin verildiği dönemden başlamak üzere, her dönem için kayıt yaptırıp yaptırmadığına bakılmaksızın sekiz yarıyıl olup azami tamamlama süresi on iki yarıyıl; lisans derecesi ile kabul edilenler için on yarıyıl olup azami tamamlama süresi on dört yarıyıldır.” hükmünü havidir.
YÖK Eğitim Öğretim Dairesi Başkanlığınca söz konusu Yönetmelik’e ilişkin tereddütleri gidermek için yayınlanan 13/06/2016 tarihli “Lisansüstü Eğitim” başlıklı karara göre, “Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinde Geçici Madde 1 ile halen lisansüstü programlarda öğrenci olanlar için daha önce aldıkları süreler dikkate alınmadan yönetmelikte belirlenen azami süre yeniden başlamış olup, Yönetmeliğin 20 Nisan 2016 tarihinde yayınlandığı ve 2015-2016 eğitim öğretim yılı bahar döneminin ortasına gelindiği dikkate alınarak, öğrenciler için yönetmelikte yer alan sürelerin başlangıç tarihi olarak 2016-2017 güz yarıyılının esas alınması” gerektiği belirtilmiştir. Burada mündemiç bulunan mana, söz konusu dönemde kaçıncı sınıfta olursa olsun, lisansüstü öğrencisi olan kişiler bakımından azami eğitim süresinin yeniden; yani, sıfırdan başlayacağıdır.
2547 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesine dayanılarak hazırlanan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esaslar‘ın “Öğrenim Süresi” başlıklı 10’uncu maddesinin ilk fıkrasına göre, “ÖYP araştırma görevlilerinin öğrenim süreleri Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinde belirlenen azami öğrenim süreleridir. 9’uncu maddenin yedinci ve dokuzuncu fıkraları uyarınca ÖYP kapsamına alınan araştırma görevlilerinin yabancı dil puanlarının 65’in altında olması nedeniyle yabancı dil eğitimi almaları durumunda Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliğinde belirlenen azami öğrenim sürelerine 6 ay eklenir. Söz konusu Yönetmelikte belirlenen azami öğrenim sürelerine eklenen sürede alınan bilimsel hazırlık eğitimi süreleri için ÖYP kapsamında yükseköğretim kurumlarına destek yapılmaz“.
Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, “Bu Usul ve Esaslar gereğince yabancı dil yeterliliği sağlamak için verilen süreler ile Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği gereğince azami süre içinde çalışmalarını tamamlayamayan, ÖYP’ye devam etmek istemeyen, kadrosunun bulunduğu yükseköğretim kurumunda görevine başlamayan veya görevine başlayıp mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeyen ÖYP araştırma görevlilerinin ilişikleri kesilerek haklarında taahhütname ve kefaletname senedi uyarınca işlem yapılır.” hükmü öngörülmüş bulunmaktadır.
III. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Bir idari işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemini incelemekle görevli mahkeme, idare mahkemesidir (Bkz: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, madde 2/1-a). Yani, iptal davası idare mahkemesinde açılır.
İdare mahkemelerindeki yargılama usulüne ilişkin kanun olan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 32’nci maddesine göre, “Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir“. Şu halde, azami sürelerin aşılması gerekçesiyle kadro ile ilişiğin kesilmesine ilişkin karara karşı açılacak iptal davasında, yetkili idare mahkemesi, kararı veren idarenin (üniversitenin) bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.
IV. Dava Dilekçesinde Bulunması Gereken Hususlar
2577 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinin birinci fıkrasında; idari davaların, Danıştay, İdare Mahkemesi ve Vergi Mahkemesi Başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı, aynı maddenin ikinci fıkrasında da dilekçelerde;
a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının,
b) Davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin,
c) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihinin,
d)Vergi, resim, harç benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği belirtilmiş, bahse konu maddenin üçüncü fıkrasında ise, dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olarak dava dilekçesine eklenmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
V. İptal Davası Açma Süresi
İlişik kesme kararının tebliğ edildiği günden itibaren 60 (altmış) gün içinde iptal davasının açılması gerekmektedir (İYUK, madde 7/1,2). Danıştay bir çok kararında, işbu 60 günlük süreyi “hak düşürücü” süre olarak kabul ettiğinden, kararın tebliğinden itibaren 60 gün geçtikten sonra ikame edilen davalar, süre yönünden reddedilecektir.
VI. İptal Davasının Konusu
İşbu makalemize konu ettiğimiz iptal davasının konusu, yukarıda yer verdiğimiz yasal düzenlemelere aykırı olacak şekilde ve somut olayın koşullarıyla bağdaşmayacak biçimde “yüksek öğretimde azami sürelerin aşıldığı” gerekçe gösterilerek verilen ilişik kesme kararıdır.
VII. Yürütmenin Durdurulması Talebi
Bir idari işleme karşı iptal davası açılmış olması, tek başına o idari işlemin yürütmesini durdurmaz. Diğer bir deyişle, mahkeme dava konusu kararın iptaline karar verinceye kadar, idari işlem hüküm ifade etmeye devam eder.
Ancak dava dilekçesinin sonuç ve talep kısmında idari işlemin yürütmesinin durdurulması da talep edilebilir. Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için, İYUK madde 27/2 hükmünde iki şart birlikte aranmıştır: (i) idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve (ii) idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması.
Şu halde; dava dilekçesinde çalışma yaşamına ilişkin olan ilişik kesme kararının maddi açıdan doğurduğu zararlardan başka söz konusu idari işlemin yukarıdaki hükümlere nasıl açıkça aykırı olduğu dava dilekçesinde ifade edilmelidir.
Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedebilir (İYUK, madde 27/3). Ya da, mahkeme davalı idarenin savunması alındıktan sonra yürütmenin durdurulması istemini değerlendirdikten sonra işbu istemin reddine karar verebilir. Bu hallerde, İYUK madde 27/7 uyarınca, en yakın bölge idare mahkemesine hitaben yazılan ve davanın görüldüğü idare mahkemesine verilecek olan bir dilekçe ile itiraz edilebilir. Yürütmenin durdurulması isteminin reddine karşı, ancak bir kez itiraz edilebilir. İşbu itirazın, istemin reddine dair kararın tebliğinden itibaren 7 (yedi) gün içinde yapılması gerekir. Bölge idare mahkemesinin (istinaf mahkemesinin) itiraz üzerine verdiği karar, kesin niteliktedir.
VIII. Deliller
Dava dilekçesine ek olarak, kadro ile ilişiğin kesilmesine dair üniversite rektörlüğünce verilen karar mutlak surette eklenmelidir. Yine, söz konusu kararın ne zaman tebliğ alındığını gösteren evrak da, dava dilekçesine eklenmelidir. Ayrıca, dava dilekçesinde davacı ÖYP araştırma görevlisinin özlük dosyasının davalı idareden istenmesi talep edilmelidir.
IX. Sonuç ve Talep Kısmı
Dava dilekçesinde, somut olaya ilişkin açıklamalarda bulunulduktan ve hukuki gerekçeler sıralandıktan sonra kaleme alınacak sonuç ve talep kısmında, davanın kabulü ile idari işlemin iptaline karar verilmesi ve ayrıca “dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu idari işlemin yürütmesinin teminatsız olarak durdurulmasını”n talep edilmesi gerekir. Bundan başka, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacı tarafa verilmesi talep edilmelidir.
X. Karar
İdare mahkemesi ya davanın kabulü ile idari işlemin iptaline ya da davanın reddine karar verebilir.
İYUK madde 45 uyarınca, idare mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir.
Söz konusu idari işlem, kadro ile ilişiğin kesilmesine müteallik olduğu için bölge idare mahkemesinin kararına karşı, temyiz başvurusunda bulunabilir (bkz: İYUK, madde 46/1-c).
XI. Dava Masrafları ve Yargılama Giderleri
2020 yılı harçlarına göre; açılacak iptal davasında ilk aşamada söz konusu olacak harç ve masraflar tutarı yaklaşık 470TL’dir. Söz konusu harç ve masraf kalemleri şöyledir:
Başvurma harcı: 54,40TL
Karar harcı:54,40TL
Yürütmenin Durdurulması Harcı:89,60TL
Posta Masrafları:266,00TL
Toplam: 464,40TL
XII. Yargılama Süresi
İptal davasının süresi hakkında önceden kesin bir bilgi vermek mümkün değildir. Zira mahkemelerin karar verme süresi, dosya sayısı, tarafların işlemleri ve hakimlerin görevlendirilmeleri (başka yere tayin gibi) sebeplerle uzayabilmektedir. Ancak ilk derece mahkemesinde (idare mahkemesinde) görülen davanın, ortalama olarak bir veya bir buçuk yıl içinde sonuçlandığını söyleyebiliriz.